Bunları yaşayan kaç bireyiz bir söyler misiniz?
Beyler müsaade ederseniz biraz bayan arkadaşlarımızla dertleşeceğiz. Zira bazen bizi çıldırtıyorsunuz. Her bayanın hayatında kesinlikle en az bir tane “Allah onun belasını versin, yüzünü görmek istemiyorum” dediği adamların yaptıkları duygusal şiddetti kendi lisanımızla ele alacağız.
Bazı haysiyet mahrumu adamların yaptığı bu manipülatif davranışlardan yalnızca 5 adedini anlatacağım artık size. Bunları yaşamak hiç mi hiç kolay değil bu ortada. Artık geriye dönüp baktığınızda “evet lan birebiri bana da yapıldı” deme ihtimaliniz yüksek. Bu manipülasyonları yapan adamların ortak noktası narsist kişilik bozukluğu, yüksek ego, oturmamış öz inanç, alakayı denetim edebilme ve karşısındaki bayanla kedinin fareyle oynadığı üzere oynamak. Manyaklık yani diğer da bir şey değil. Neyse başlayalım ufaktan…
“Kesinlikle konuttan dışarı çıkmıyoruz. Şuraya gidelim diyorum yok, buraya gidelim diyorum yok. Bir defa çıkalım dedik, saçma sapan bir yere götürdü beni” (Bunun ismi Stashing yani Zulalama)
Çünkü hafazanallah ya birileri görürse ve potansiyeller elden kaçarsa? Bu yüzden sizi asla kendi ortamlarına sokmaz, arkadaşlarıyla bir ortaya getirmez, işin önemli görünmemesi için aile bireyleriyle de tanıştırmaz. Kendini garantiye almak ve öbür bayanlara da kapıyı kapatmamak diyelim biz buna kısaca. O yüzden “Ev rahat ya n'apcaz dışarda!” diye diye sizi dört duvar ortasına tıkıp depresyona sokabilirler. Konutları onların kalesidir zira.
“Ya neler yaptı benimle birlikte olmak için inanamazsın. Hayvan üzere ilanı aşk etmeler, daima merak etmeler, ilgi manyağı yapmalar… Sonra birden kesildi. Ben mi uyduruyorum bunları ya?” (Bunun ismi Love bombing yani Aşk Bombardımanı)
Hayır canım sen uydurmuyorsun, yaşandı bütün bunlar. Seni bir prenses, bir tanrıça hatta kainatın hakimi üzere hissettirdi. Seninle birlikte planlar yaptı, sana hayaller kurdurttu, seni memnun edecek büyük cümleler çıktı ağızdan, seninle gurur duyduğunu üçüncü şahıslara her vakit söyledi senin yanında, takdir etmekten çekinmedi. Egonu şişirdi şişirdi, onun sana meczup üzere aşık olduğuna bir hoş inandırdı. Adeta bir uyuşturucu tesiri üzere damarlarına bu aşk damlalarını zerk etti. Sen artık ona bağımlı bir karakter oldun, o ilgi güya daima bu türlü stabil gidecek üzere geldi. Hayır! İlgiyi yavaş yavaş azalttı ve sen o minnacık bir ilgiye bile muhtaç olduğun için artık ona hiçbir formda karşı koyamaz hale geldin. Bunu bildiği için de seni bir hoş denetim etmeye başladı mı? Oynayıp duruyor kedi üzere. Pekala neden? Zira adamda narsist kişilik bozukluğu var, bu türlü şeylerden besleniyor. “Beni istiyor” dedirtiyor kendine ve ne makûs ki nitekim de onu istiyorsun. Bakın bu yalnızca ruh hastalarının yapacağı bir şey sahiden. Koşarak kaçın bu manyak oğlu manyaktan!
“Yemin ederim kendimi sorgular hâle geldim. En ufak bir tartışma sonrası “ben ne yaptım sanki?” diye düşünüyorum. Bütün problemler benim yüzümdenmiş üzere geliyor”. (Bunun ismi Gaslighting)
Mesela size daima parmak sallayarak alttan alttan “sen aslında şöyle bir insansın”ı işlemesi bunun en kolay örneklerinden. Çeşitli telkinlerle algınızla oynayıp sizi hiç olmadığınız birisi üzere düşündürüp kendinizi sorgulamanıza sebep olur bu ruh hastaları. Söylenen şeylerin söylenmediğine, yaşananların yaşanmadığına ikna ederler bir anda. Sonra her fırsatta kendinizi, kendinizden kuşku ederken yakalarsınız. Yazarken benim içim daraldı, bilimsel geniş açıklamasını bulup okursanız siz de hudut krizi geçirebilirsiniz. Yemin ediyorum var bu türlü manyaklar!
“Arıyorum arıyorum açmıyor, telefonlarıma karşılık vermiyor. WhatsApp'ta çevrimiçi olduğunu görüyorum lakin tık yok. Adam bi anda ortadan kayboldu” (Bunun ismi Ghosting yani Hayaletleme)
Diyelim ki ortada bir şey yok, her şey olağan seyrinde gidiyor ya da siz o denli olduğunu düşünüyorsunuz. Rutin aramalara dönmüyor, iletilere karşılık vermiyor, bir anda erenlere mi karıştı? Al sana ghosting! Direkt “ayrılalım, olmuyor” diyemeyen adamların size ayrıldığınızı bu biçimde düşündürtme hali bu. Bunu yalnızca öz inançsız boklar yapar. İnsan üzere irtibat kurma yeteneği olmadığı için de bir anda ortadan kaybolur. Çıldırır, kafayı yersiniz muhatap bulamadığınız için. Defolup gitmesinin ne kadar iyi olduğunu da fakat bu cendereden çıkınca anlarsınız.
“Bir gün o denli oturuyorum konutta sinema falan seyrediyorum. Bi baktım telefon çalıyo, bu arıyo. Gözlerime inanamadım ya. Tam kendimi toparlamışken küt diye ortaya çıktı” (Bunun ismi Zombeing yani Zombilenme)
Hani üstte bahsettiğim erdemsiz var ya, bu o işte. Durup dururken ortadan kaybolduğu yetmezmiş üzere her şey yolunda giderken ortaya çıkması yeniden kendisi o denli istediği içindir. Sizin his durumunuz, onun yüzünden bozulan psikolojiniz, arkadaşlarınızla ağlamalarınız falan zerre umurunda olmaz bunun. Bir de mesela güya kaldığı yerden devam ediyormuş ve hiçbir şey olmamış üzere muhabbete giriş yaparlar ki yemin ediyorum insan içine içine gerçek şişer de patlayamaz. Unutulmak güzellerine gitmediği için gelirler, ortalığı dağıtıp bırakırlar. Zaafınız varsa yandınız aslında. Koyun tekmeyi kıçına, daha evvel nereye kaybolduysa oraya gerçek yallah!
Yukarıda yazılanlar elbette akademik bir makale değil lakin tanımlanmış ruhsal şiddet örnekleri. Bu tip adamları çabucak çıkartın hayatınızdan canlarım. Ayrıyeten bu türlü manyaklarla karşılaştık diye de hayattan ve aşktan vazgeçecek halimiz yok. Berbat günlerin bir karşılığı var, bunu hiç unutmayın. Şuraya da Meral Okay'ın çok sevdiğim bir kelamını bırakıp kaçıyorum.
“İçinizdeki çocuğu öldürmeyecek adamı sevin. O çocukla kaygısı olan adamdan ne koca olur, ne baba, ne de insan…”
