İzleyene Bittiği Anda Gerçeklik Algısını Tekrar Tekrar Sorgulatacak 30 Sıra Dışı Film

En tanınan oyunları piyasaya süren Antenna Research şirketi, büyük bir ses getireceğini inandığı yeni oyununu onun yaratıcısı ve birkaç üyesi ile denemek için bir ortaya gelirler. Bu küme ortasında en heyecanlı olan oyunun temel yaratıcısı, akıllı ve seksi Allegra Geller'dır. Bir yandan oyundaki yenilikleri keşfederken bir yandan da en çılgın fantezileri ve gerçek ortasındaki çizgiyi sonsuza dek yok edecek maceraya hazırdırlar. Existenz'ı gerçeğe bu kadar yakın kılan şey, ilişkilerinin oyuncuların hudut sistemine direk olarak bağlanmasıdır.

Adam Bell, hoş kız arkadaşı Mary ile bile birlikte olama isteği duymayan asık hızlı, dağınık bir tarih profesörüdür. Bir iş arkadaşının tavsiyesi üzerine bir sinema izleyen Adam, kendisini Anthony Clair isimli aktörde görür ve adamı takip etmeye karar verir.

Zamanlama, yazgı ve aşk üçgeni üzerine heyeti olan 'Silding Doors', tesadüfler, sıkıntı verilen kararlar ve tekdüze omurların süregeldiği çağdaş dünyada, yalnızca bir kaç saniyelik gecikmenin insan hayatını nasıl değiştirebileceğini sergileyen bir sinema.

David'in hayatı her ne kadar mükemmel görünürse görünsün, David'in görülemeyen ve onu bir epey rahatsız eden sorunları de vardır. David doğum günü verdiği partide arkadaşı Brian ile birlikte gelen Sofia isimli bir kıza birinci görüşte vurulur ve aşık olur. Lakin David'in Sofia ile tanıştıktan kısa bir mühlet sonra yaptığı bir kusur hem Sofia'yı kaybetmesine neden olur hem de her şey karmaşık bir hal alır. David bir yandan Sofia'ya tekrar ulaşmaya çalışırken bir yandan da zihinini kemiren bu karışıklığa bir tahlil bulmalıdır.

Jess otomobiliyle giderken bir martıya çarparak büyük bir trafik kazası geçirir fakat bu değersiz üzere görünen kazanın hayatının gidişatını değiştirdiğinin farkında değildir. Arkadaşlarıyla bir yat seyahatine çıkar; içten içe yolunda gitmeyen bir şey olduğunu düşünmektedir, fakat ne olduğunu bilemez. Yatları fırtınaya yakalanınca Jess’in içindeki huzursuzluk da artar. Neyse ki, o ve arkadaşları civardan geçen bir gemiye binmeyi başarırlar. Lakin, Jess bu terk edilmiş gemide daha evvel de bulunduğuna inanmaktadır. Sırayla tüm arkadaşları öldürülmeye başlar. Ve bu vahşetin sorumlusu asla iddia edemeyeceği bir kişidir…

Bir gökdelenin 13. katındaki ofislerinde buluşan yüksek teknoloji dahilesi Douglas Hall ve hoş iş arkadaşı Whitney şimdi çok bilinmeyen olan, en son yazılımlarını denemektedirler. Harikulâde bir sanal ortam simülatöründe Douglas, 1930'ların Los Angeles'ine gidip eşsiz bir macera yaşamaktadır. Genç adam biraz tehlikeli ve işlerin yolunda gitmediği bir seansı terkedip gerçek hayata döndüğünde tatsız bir sürpriz onu beklemektedir: Şirketin kurucusu ve hepsine ilham veren Hannon Fuller öldürülmüştür. Üstelik hafızasında delikler oluşan Douglas da bir numaralı şüphelidir.

Jack, arabası bozulmuş sarhoş bir bayana yardım eder. Bayanın 8 yaşında bir kızı vardır. Kanada sonunu geçmek üzere yol alan bir adam tarafından otomobile alınırlar ve biraz ileride polis denetimi ile karşılaşırlar.Jack'in gelgitlerle dolu hafızasındaki son manzaralar bunlardır. Kendine geldiğinde bir akıl hastanesine hapsedildiğini fark eden genç adam, bir polis memurunu öldürmekle suçlanmaktadır. Olayla ilgili hiçbir şey hatırlamayan Jack, kendisine deneysel ilaçlar verip işi daha da çıkılmaz hale getiren Dr. Becker'ın hastasıdır.

Korkunç bir tren kazasından yara dahi almadan kurtulan adam, bir anda insanların ilgi odağı olmuştur. Bu doğaüstü durumun açıklanması, David Dunn isimli kazazedenin (Bruce Willis) kendisi hakkındaki kimi gerçekleri keşfetmesine giden yolu açar. Bunlar olurken David’le tanışmak isteyen bir çizgi roman uzmanının alışılmadık durumla ilgili teorisi, iki adamı birbirine bağlayan garip bir denkleme dayanmaktadır.

Şiddetli bir fırtına, birbirine yabancı ve sırlarla dolu on insanı, asabi bir gece müdürünün yönetimindeki ıssız bir motelde bir ortaya getirir. İçlerinde bir limuzin sürücüsü, bir tele kız, bir katili nakleden bir polis, 80'li yılların bir televizyon yıldızı, yeni evli bir çift ve kriz içinde olan bir aile bulunmaktadır. Sığınacak bir yer bulmanın getirdiği rahatlama, yolcuların teker teker ölmeye başlamasıyla yerini dehşete bırakır. Çok geçmeden, yaşamak istiyorlarsa, kendilerini biraraya getiren sırrı çözmekten öbür dermanları olmadığını anlayacaklardır.

Gizli bir serivise bağlı çalışan casusun son misyonu ise; 1975 yılında New York'ta yaptığı bir patlamada 11.000 insanın vefatından sorumlu olan Fiyasko Bombacısı isimli kişiyi bulup bu patlamanın hiç yaşanmamış olmasını sağlamaktır… Vazifesi için 1970 yılına New York'ta bir barda, barmen olarak çalışmaya başlayan casus orada “Evlenmemiş Anne” rumuzlu John isimli bir köşe müellifiyle tanışır. Küçük bir bar sohbetiyle başlayan ikilinin sohbeti, gecenin ilerleyen saatlerinde daha da derinleşir…

Esrarengiz bir adam uzaylı olduğunu argüman ettiği için sıhhat merkezine götürülür. İlaç tedavisini kabul etmediği için psikiyatrist Mark Powell'a sevk edilir. İsminin Prot olduğunu ve K-Pax isimli bir gezegenden geldiğini söyleyen adam kendinden emin tutumlarıyla ve anlattıklarıyla psikiyatristini de etkilemeyi başarır. Klinikteki öbür hastalarla da konuşurken Prot, Dünya'nın bin ışık yılı uzağında bulunan gezegendeki ömrün tasvirini yaparken aslında bir çeşit duyusal ve duygusal uyanışa sebep olur.

Douglas Quaid her gece Mars hakkında hayaller gören bir personeldir. Meraklanan Quaid, anı transferi yoluyla insanları tatile yollayan Rekall Inc. isimli şirketten Mars tatili satın alır. Ama anı transferi sırasında meydana gelen bir kaza genç adamın zihnini altüst eder. Kendini bir saklı casus olarak, Mars'ın zalim hakimi Coogan'a karşı gayret ederken bulur.

Kaptan Colter Stevens sürat treninde uyanır ve buraya nasıl geldiğine dair hiçbir fikri yoktur. Karşısında Christina isimli kendinin tanımadığı fakat aşikâr ki bayanın kendini tanıdığı birisi oturmaktadır. Tuvalette kendine sığınacak yer ararken aynada kendi yerine oburunun yansımasını görmesiyle şok olur ve cüzdanında da bir sınıf öğretmeni olan Sean Fentress'ın kimliği vardır. Apansız trenin içinde büyük bir patlama meydana gelir

John Murdoch tuhaf bir otel odasında gözünü açar ve vahşice işlenmiş bir dizi cinayetin zanlısı olarak arandığını öğrenir. Temel sorun hiçbir şey hatırlamıyor olmasıdır. Peşinde yalnızca polis değil, gizemli yabancılar da vardır. Murdoch kaçarken bir yandan da kişiliğindeki karmaşık bir sırrı çözmeye uğraşır. Lakin kimi sırlar ölümcül olabilir.

Çocukluğundan gelen vahim anılarıyla çaba etmek zorunda kalan Evan (Ashton Kutcher) vakit içinde geçmişe seyahat yapabildiğini ve olayları değiştirebildiğini keşfeder. Ne var ki her değişiklik hem kendi hayatını hem de etrafındaki insanların hayatını büyük ölçüde etkilemektedir. Üstelik de birçok vakit beklenenin tam aksine!

Terapistlerin, hastalarının düşlerine girmelerini sağlayan özel bir makine bir gün gizemli bir biçimde çalınınca dünya üzerinde önemli bir karmaşa yaşanmaya başlar. İnsanların bütün hayallerinin ortaya dökülmesi ile düş ile gerçek ortasındaki o hudut kalkacak ve cehennemi bir kaos hakim olacaktır. Bütün bu karmaşayı ise durdurabilecek tek bir kişi vardır: genç terapist Paprika!

Hayatının baharında, genç ve hoş yüzlü Cesar (Eduardo Noriega) ziyadesiyle güvendiği yüzünün formunu bir kazada kaybedince yıkılır. Bir gün bir partide Sofia (Penelope Cruz) ile tanışır ve ona tutkuyla bağlanır. Lineer bir kurgu yapısına sahip olmayan sinemada bir müddet sonra Cesar müthiş kabuslarıyla yüzleşecektir.

Yakın gelecekte dünyayı ele geçiren Mimics isimli uzaylı birliği, birçok büyük kenti yok eder ve milyonlarca insanı mevtin eşiğinde bekletir. Subay Bill Cage daha evvel bu savaşlardan hiçbirine katılmamış deneyimsiz bir askerdir ve atıldığı yeni vazifesi onun için bir nevi intihar manasına gelmektedir. Beklenen olur; Cage dakikalar içerisinde öldürülür… Ama bu bir sonu değil, yeni bir başlangıcı doğurur. Cage, sıradışı bir halde cehennem üzere bir günde uyanır, kendini kırılması sıkıntı bir döngünün içerisinde bulur.

Başlıkta bahsi geçen Bay Hiçkimse, 2092 yılında dünyada kalmış son ölümlü olan 117 yaşındaki Némo isimli bir adam. Mevt döşeğindeki Némo genç bir çocukken bir peronda durduğunu hatırlar. Tren kalkmak üzeredir. Annesiyle birlikte mi gitmeli, yoksa babasıyla mı kalmalıdır? Bu karar, sonsuz sayıda mümkünlüğü doğuracaktır… Ve pek çok gezegen, iki vefat ve sevilecek bayanlar…

Donnie'nin gündüzleri olağan bir seyirde ilerleyen hayatı geceleri sekteye uğrar. Donnie'nin geceleri de gündüzleri kadar renklidir, zira Donnie bir uyurgezerdir… Donnie geceleri gizemli bir gücün rehberliğinde, kendi denetiminin dışında şeyler yapmaktadır. Geleceği gören ve kendisini tehdit eden bu güç, her geçen an Donnie'yi daha çok ele geçirir. Donnie vakitte seyahatin mümkün olduğu, etrafındaki insanlardan kanalların yayıldığı paralel bir cihana adım atmıştır.

Betty Elms, en büyük hayali Hollywood'da ünlü bir aktrist olmak olan bir bayandır. Bunun için Hollywood'a gerçek bir seyahate çıkmıştır. Burada kendi hayatında harika bir noktaya ulaşmış olan bir bayanla tanışır ve onun başarılarına hayran kalır. O bayan da Betty'den hoşlanmaya başlar ve ortalarında gizemli ve hayli erotik bir münasebet başlar. Mulholland kavşağında bir trafik kazası gerçekleşir. Şuur ve bilinçaltı birbirlerine karışırlar. Bütün bu hayatlar, birbirlerine gireceklerdir.

Phil Connors, ekranlardaki samimi kişiliği ve eğlenceli yüzüyle kendine has bir şöhrete sahip olan, lakin kameralardan kurtulduğu an kendini beğenmiş ve kibirli kişiliğine geri dönen bir hava durumu spikeridir. Bu huysuz adam, hiç sevmediği kırsal hayatın karar sürdüğü Pensilvanya’nın kırsal kasabalarından birine, Groundhog Day aktiflikleri için gönderilir. Lakin birden çıkan bir kar fırtınası tüm ulaşım yollarını kapattığında Phil, bahtsız kaderiyle baş başa kalır. Sonraki sabah uyandığında ise daha büyük bir sürpriz kapıdadır: Phil, vakit döngüsüne yakalanmıştır; nefret ettiği o günü tekrar tekrar yaşamak zorundadır!

Theodore Twombly, eşinden boşandıktan sonra tek başına yaşamaya başlayan ve el işi mektuplar yazarak geçimini sağlayan bir müelliftir. Bir gün reklamlarda gördüğü bir yazılımın işine yarayacağını düşünerek satın alır. Samantha isimli bir sanal zeka uygulaması sunan yazılım Theodore'un aklını karıştırarak ufkunu açacak sorular sormaya başlar. Yazılım sayesinde içinde bulunduğu yalnızlıktan kurtulan Theodore, Samantha'ya karşı farklı hisler beslemeye başlayacaktır.

Üniversitede tarih profesörü olan John Oldman birdenbire işini bırakıp diğer bir yere taşınma kararı aldıktan sonra iş arkadaşları bunun gerisinde yatan sebebi öğrenmek için konutunda toplanırlar. Bu erken emeklilik için ortaya koyduğu sebep herkesi şok eder.

Ana karakterimiz Truman da bu şanslı insanlardan biridir. Hoş bir eşe ve memnun bir hayata sahip olan Truman, öldüğünü zannettiği babasını bir gün caddede gördüğü ana kadar hayatı olduğu üzere yaşar. Babasını gördüğüne emindir lakin adam bir anda ortalıktan kaybolmuştur. İlerleyen günlerde çeşitli gizemli anlar yaşayan Truman bir şeylerin yolunda gitmediğini fark edecek, sahip olduğu hayatın gerçek olup olmadığını anlamaya çalışacaktır.

Yıl 1954, Soğuk Savaş tepe noktasında, isimli polis Teddy Daniels ve yeni ortağı Chuck Aule çok sayıda cinayet işlemiş zeki bir bayan katilin kaçmanın imkansız olduğu Aschecliffe Hastahanesi'ndeki son derece güvenlikli bir odadan gizemli bir biçimde kayboluşunu araştırmak üzere Zindan Adası'na çağrılırlar. Bu uzak, fırtınaların dövdüğü adada araştırma yapan psikiyatrlar ve tehlikeli psikopat hastalar bulunmaktadır.Bu ürkütücü ortamda hiçbir şey göründüğü üzere değildir…

Clementine(Kate Winslet) sevgilisi Joel Barish'i(Jim Carrey), bir formda hafızasından sildirmiştir. Bundan ötürü kalbi kırılmış olan Joel da tıpkı şeyi yapmaya karar verir. Clementine'nin yavaş yavaş anılarından kaybolduğunu gören Joel, hala onu çok sevdiğini fark eder. Tahminen de yaptığı yanılgıyı düzeltmek için artık çok geçtir.

Teknik bilgisi ve marifeti yüksek olan Cooper, geniş mısır tarlalarında çiftçilik yaparak geçinmektedir; emeli iki çocuğuna inançlı bir hayat sunmaktır. Onlarla yaşayan Büyükbaba Donald çocuklara göz kulak olurken, henüz 10 yaşındaki kızı Murph şaşırtan bir zekaya sahiptir. Geçmişte bıraktığı biliminsanı mesleğini özleyen Cooper'un karşısına bir gün beklenmedik bir teklif çıkar ve ailesinin, dahası insanlığın güvenliği için şiddetli bir karar alması gerekir…

Saygın bir yazılım şirketinde çalışan Thomas Anderson, gecelerini “Neo” ismi altında program kırarak ve Matrix'i araştırarak geçirir. Gizemli biçimde Trinity ve Morpheus ile tanışan Neo, yaşadığı dünyanın aslında beyninde gerçekleşen bir simülasyon olduğu gerçeğini öğrendikten sonra oradan kurtarılır ve Morpheus'un önderliğindeki gruba katılır. Neo gerçek dünyada birinci nefesini aldıktan sonra simülasyona tekrar girerek Matrix'in ne olduğunu kavrayacak ve kurtarılma nedenini öğrenerek gelişen olaylar çerçevesinde yeni kimliğini tanımaya çalışacaktır.

Dominick “Dom” Cobb (Leonardo DiCaprio) yetenekli bir hırsızdır. Hayal görme anında insanların bilinçaltına girerek değerli sırları çalmaktadır. Son kurbanı Japon işadamı Saito (Ken Watanabe) 'dir. Saito'nun bilinçaltının derinliklerinde dolaşırken ölen karısı Mal'i görür ve çalma işi başarısız olur. Bu durum onu milletlerarası bir kaçak yapmıştır. Bundan kurtulması için eksiksiz bir fırsat yakalar. Kaybettiği her şeyi geri alabileceği son bir iş. Alışılmış harika “Başlangıç”ı tamamlayabilirse. Bu sefer zihinden bir şey çalınmayacak onun yerine bir fikir yerleştirilecektir.