İzlemeyen Çok Şey Kaybeder! 18 Yaşına Gelmeden Önce Mutlaka İzlemeniz Gereken 18 Film

Bir kız ve erkek kardeşi eski ve gizemli bir masa üstü aile oyununu keşfedip oynamaya baladıklarında, tıpkı oyun tarafından 25 yıl evvel yutulmuş Alan Parrish’in özgür kalmasına sebep olurlar. Yutulduğu vakit onlar üzere bir çocuk olan Parrish artık koca bir adamdır. Halbuki oyun bitmemiştir ve evvel konutları sonra tüm kasaba oyunun içinden çıkıp gelen muzip maymunlar, yok edici gergedanlar, filler, aslanlar ve her tipten hayvan tarafından işgal edilmeye başlanır. Yarım kalan oyunu durdurmanın tek yolu, doğal ki oyunu kazanıp bitirmektir. Pekala kahramanlarımız bunu anladıklarında her şey için çok mu geç olmuştur?

Daniel’ın annesi Kaliforniya’da yeterli bir iş bulur ve New Jersey’i terk edip buraya taşınırlar. Bu yeni kentte birinci arkadaşı Ali ve okulun tanınan kızlarından biri olacaktır. Fakat bu bağlantı bu alımlı kızın erkek arkadaşı Johhny’i fazlaca kızdırır. Johnny dövüş sanatlarında en yetenekli öğrencilerden biridir, bu yeteneğini de vahşice ve etik olmayan bir halde kullanır. Birinci hengameyi kaybeden Daniel, sonrasında fırsat buldukları her anda Johnny ve çetesi tarafından dövülür. Dövüş sanatları ustası Mr. Miyagi tarafından hiç bilinmeyen bir dövüş tarzına, karateye yönlendirilen Daniel, karatenin türlü zorluklarını öğrenip bu sayede talihini döndürebilecek midir?

Yakın vakitte yetim kalmış genç bir kız, hayatı boyunca Hindistan'da yaşadıktan sonra İngiltere'ye gönderilir. Bu genç kız, burada yeni şeyler keşfetmeye başlayacaktır.

Tom Hanks tarafından canlandırılan Josh karakteri, lunaparktaki dilek makinesine artık büyümek istediğini söyler ve bir anda Josh'ın dileği gerçek olur…

Fantastik bir çocuk sineması olan Hiç Bitmeyen Hikaye, eski bir kitapçıdan alınan büyük, kalın kapaklı bir kitabın içinden girilen sihirli bir diyarı mevzu alıyor. Uçan beyaz dev köpekler, prensesler, cüceler, kaplumbağadan dağların olduğu bu diyar, macera dolu bir kıssaya konut sahipliği yapıyor!

Whangara kabilesinin enteresan bir inanışı vardır. Yeni Zelanda’nın Doğu yakasında konuşlanan Whangara kabilesi, soylarının binlerce yıl evvel o topraklara bir balinanın sırtında geldiğine dair güçlü bir inanca sahiptir. Bu cetlerinin ismi Paikea'dır. Bu inanışa nazaran kabilenin geleneklerinde işleyen töre şu formdadır: Kabileye şef olarak seçilen bireyler ailenin birinci doğan erkek çocukları olmak zorundadır ve bu kabilede yaşayan 11 yaşındaki “kız çocuğu” Pai'nin ise gözü şefliktedir. Pai'nin bilge Büyükbabası Koro, kabilenin müstakbel liderini tayin edecek olan mercidir. Başkan olmak isteyen küçük kız Pai, bu uğurda ne gerekirse yapmaya kararlıdır. Dünyada her şeyden çok sevdiği büyükbabasına karşı gelecek bile olsa…

Krallık, Karlar Kraliçesi (Snow Queen)'in laneti sonrasında ebediyen sürecek bir kış mevsimine mahkum edilmiştir. Bu krallıkta yaşamakta olan maceracı ve yeterli kalpli Anna, Karlar Kraliçesi'ni bulup laneti sona erdirmesini sağlayarak; kentinde yaşayan insanları eski hoş günlerine döndürmeye karar verir. Masalsı bir seyahati çıkan Anna'nın yol arkadaşı ise usta bir dağcı olan Kristoff'tur. Muvaffakiyete ulaşmaları için Karlar Kraliçesi'ni görüp tanıyabilmeleri gerekmektedir. Görünürde kolay olan bu plan, izbe dağdaki seyahat ilerledikçe zorlaşmaya başlar. Mitolojik yaratıklar ve ürkütücü büyüler eşliğinde süren seyahatin her dönemecinde başka bir tehlike ortaya çıkar. Seyahatin asıl güç yanı ise vakitle yarışıyor oldukları gerçeğidir.

1984 İngiltere’si… Kuzeyde çalıştırılma metotları nedeniyle şartlarına karşı gelen madencilerin grev yaptığı dönem… Billy Elliot yaşına karşın olgun, 11 yaşındaki bir çocuktur. Babası ve ağabeyi ile birlikte yapılan grevlere katılmaktadır. Billy, kararlarını tıpkı bir yetişkin kararlılığıyla vermeye çalışmaktadır. Bir gün boks sporunu bırakıp bale yapmak istediğini söyleyince ise ailesi ona karşı çıkacaktır. Lakin Billy’nin yanında onun bu kararını destekleyen beşerler da olacaktır.

Fransız köyündeki çocukların yakınlarda gidebilecekleri bir okul olmadığı için köyden biraz uzaktaki, kreş yaşından ilkokul son sınıf yaşına kadar tüm öğrencilerin birebir sınıfta eğitildikleri bir okula gitmelerini bahis alan sinema, öğrencilerin öğretmenleriyle ve sınıf arkadaşlarıyla gerçekleştirdiği etkileyici konuşmalarıyla dikkat çekiyor.

Edward Scissorhands’i yatan mucit, işini tam olarak bitiremeden ölmüş ve Edward’ı makaslardan oluşan elleriyle bırakmak zorunda kalmıştır. Münzevi bir ömür süren genç, Peg Boggs’in onu konutuna götürmesiyle birlikte topluma karışmaya başlayacaktır. Fakat kimi sürprizler içeren bu buluşma, üzücü olaylara da hamiledir…

Güzel ve Yakışıksız, yakışıksız bir yaratığa dönen bir prens ve onun tarafından alıkonulan genç bir kızın öyküsünü anlatyor. Yaşlı bir dilenci genç bir prense bir gül verir ve karşılığında bir gecelik konaklayacak yer ister. Ancak prens dilenciyi reddeder. Dilenci bunun karşılığında prensi lanetler ve onu berbat bir yaratık olan Beast'e, hizmetçilerini ise mobilyaya çevirir. Yaşlı dilenci prense sihirli bir ayna ve bir adet gül bırakarak 25 yaşına kadar nitekim sevmeyi ve sevilmeyi öğrenirse bu lanetin ortadan kalkacağını söyler. Yıllar sonra Belle isimli hoşlar hoşu bir genç kız ve babası Maurice çıktıkları bir seyahat esnasında ormanda yollarını kaybederler ve kendilerini lanetli bir şatonun önünde bulurlar. Bu şato Beast'e aittir ve bu yakışıksız yaratık Belle'i alıkoyar. Belle bu lanetli yerden kurtulmak için çaba ederken yıllardır süren büyük sırları öğrenecektir.

Prenses Gelin Buttercup isimli masal kahramanının kıssasına odaklanır. Florin isimli hayali bir ülkenin çiftliğinde yaşayan Buttercup ile çiftlik çalışanlarından biri ortasında masumane bir aşk doğmuştur. Buttercup'a duyduğu aşk için yaşadığı yeri terk eden Westley uygun bir geleceğe sahip olup evlenebilmeleri için bir gemiye atlar. Ancak seyahat sırasında korsanların saldırısına uğrayan gemi iki aşığı birbirinden ayırır. Westley'nin öldüğünü düşünen Buttercup derin bir hüzne ve ümitsizliğe kapılır. Çaresizce bir prensle evlendirilen Buttercup yakın vakitte yazgının çeşitli ataklarıyla karşılaşacak, hayatı beklemediği bir biçimde değişecektir.

1950’lerin Welton Akademisi önemli, disiplinli ve akademik etraflarda saygınlığı yüksek olan fakat geri kafalılığın iktidarda olduğu bir okuldur. Okul idaresinin muhafazakar ve ortodoks halleri okulu öğrenciler için sıkıcı ve bunaltıcı bir yer haline getirmektedir. Ancak yeni İngilizce öğretmeni John Keating’in okula atanmasıyla çok şey değişecektir… Keating öğrencilerine ders kitaplarını yırtıp atmalarını, kalıplaşmış fikir hallerinden uzaklaşmalarını ve hayatlarını dolu dolu yaşamalarını öğütlemesiyle okulun statükocu haline son derece zıt bir profil çizmektedir. Öğrencilerini şiir ve nitelikli edebi yapıtlarla tanıştıran Keating onların pek birçok üzerinde derin bir tesir yaratır ve onların geleceğe dair hayallerinin şekillenmesini sağlar. Elbette Keating’in yaklaşımının okul idaresi tarafından fark edilmesi ve üstüne gidilmesi uzun sürmeyecektir. Ancak okul müdürü Nolan Keating’i okuldan uzaklaştırma kararı aldığında hayatlarını değiştirdiği öğrencileri Keating’i savunmak için harekete geçerler.

Çocuk olmayı ve çocukluğun o temizliğini tüm çıplaklığıyla yansıtan bir sinema 'Kırmızı Balon'… Pascal, sokakta yürürken bir yere takılı kalmış kırmızı bir balon görür. Takılıp kaldığı yerden kurtardığı bu balonla ortasında tuhaf bir bağ gelişir ve ortalarında bir dostluk kurulur.

Geleceğe Dönüş'te, meczup dolu bilim insanı Dr. Brown vakitte seyahati mümkün kılan bir otomobil geliştirir. Bu makineyi birinci kullanan genç Marty ufak bir zamanlama yanlışıyla gelecek yerine geçmişe gönderilir. Otuz yıl öncesine dönen Marty’nin burada yaptığı bir atılım, kendi mukadderatını farklı bir noktaya sürükleyebilecek bir yanılgıya sebebiyet verir. Artık Marty’nin yapması gereken tek şey kendi doğumunu bile engelleyecek bu yanılgıyı bir halde düzeltmeye çalışmak olacaktır.

Şehir Işıkları, görme engelli genç bir kızla evsiz bir gencin öyküsünü anlatıyor. Kör bir çiçekçiye aşık olan ve sokaklarda yaşayan güzel niyetli bir serseri, kıza kendisini varlıklı biri olarak tanıtır. Bir milyonerin hayatını kurtarmıştır ve onun kendisine yardım edeceğine güvenmektedir. Adamı ziyaret edip sevdiği kızın gözlerini ameliyat ettirebilecek kadar para ödünç alabileceğini düşünür. Fakat güçlü beşerler aslında ikiyüzlü bir hayat sürmektedirler. Birçok eleştirmene nazaran bu sinema Charlie Chaplin’in başyapıtı.

Ruhların Kaçışı, Japon animasyon üstadı Hayao Miyazaki’nin en kıymetli yapıtlarından biri. Sinema, küçük Chihiro ve ailesinin yeni bir kasabaya taşınmalarıyla açılır. Seyahat esnasında yolda gördükleri bir tünele dikkat eden aile, tünelin içerisinden geçtiklerinde karşılaştıkları fantastik dünyanın içerisinde büyülenirler. Lakin bu kasabada yolunda gitmeyen bir şeyler vardır, bu büyü kısa bir vakit sonra bozulacaktır. Ailesini kaybeden küçük Chihiro, babasını kurtarmak için kaygı dolu bir maceraya atılacaktır.

Apu, Bengal’in küçük bir köyünde yaşayan bir çocuktur. Bir şair ve bir din adamı olan babası ailesini ayakta tutacak kadar para kazanamamaktadır. Bu sebeple Apu’nun ailesinin hayat standartları epeyce düşüktür. Apu’nun kardeşi olan Durga komşuların konutundan bir şeyler çalarak hırsızlık yapmakta ve ailesine katkı sağlamaya çalışmaktadır. Annesi ise hayatını epeyce sıkıntı hale getiren yaşlı halalarının baskılarına karşı ayakta durmaya çalışmaktadır. Babasının hastalanması sonucu işlerin vakit ilerledikçe de daha güzele hakikat gitmeyeceği ortaya çıkacaktır.