Şeyma Subaşı'nın karşılığı ve Fatih Altaylı'nın kelamları daha çok konuşulur…
Bildiğiniz üzere Şeyma Subaşı, sıklıkla yurt dışına seyahat ediyor.
Üstüne bir de yabancı çıtır sevgili yapınca tamamıyla kendini kaybetti, daima sevdiceği Guido ile buluşuyor haliyle.
Mesela son olarak rotaları İbiza'ydı. Fakat Şeyma Subaşı bu İbiza seyahatinden birazcık rahatsızmış.
Neden mi? İşte bu yüzden.
Kısacası direkt uçuş istiyor İbiza'ya.
Bu daveti gündem olmadı mı? Elbette ki her zamanki üzere oldu!
Ancak en tuhaf çıkışlardan biri Fatih Altaylı'dan geldi…
Köşe yazısında Şeyma Subaşı'na yer veren Fatih Altaylı, haddini aşan sözlerle onu eleştirdi.
İşte o yazısı:
“Şeyma Subaşı, THY’den talepte bulunmuş.
'İbiza’ya gitmek aktarmalarla 9 saati buluyor, perişan oluyoruz. Lütfen buraya direk uçuş koyun.'
THY bu talebi kabul eder mi bilmiyorum.
Ancak tam bir “Köy yanar, k… taranır” durumu.
Memleket nelerle boğuşuyor, bu kızcağız ne istiyor!
E o da haklı tabii…
Alışmıştı özel uçaklara.
Şimdi aktarma…
Zor hayat.”
Sonrası mı? Şeyma Subaşı da açtı ağzını yumdu gözünü…
Hikayesinden çektiği görüntü ile yapıştırdı yanıtını.
Bu ikilinin farklı tartışmasına gelen reaksiyonlar ise şöyle.
twitter.com
twitter.com
twitter.com
twitter.com
twitter.com
twitter.com
twitter.com
“Hakan’ın Subaşı’na uyguladığı şeyin ismi her yerde 'cinsiyetçilik'tir, 'mobbing'dir, 'kadın karşıtlığı'dır ve asıl olarak 'kadına şiddet'tir” dediği günleri çabuk unutmuş Fatih Altaylı.
“Ahmet Hakan bir müddettir kafayı Şeyma Subaşı’na taktı.
Önce hafifçe dalga geçti. Tebessüm ettik.
Sonra dozunu artırdı ve polemiğe girdi.
“Cılkını çıkardı” dedik.
Ama iş artık çığırından çıktı.
Konu Şeyma Subaşı ile ilgili olsun olmasın, yazılarına Şeyma Subaşı’lı başlıklar atarak genç bayanı aşağılamaya yönelik bir hale dönüştü.
Şeyma Subaşı politik bir figür değil.
Bir hatalı değil.
Yolsuzluğa, hırsızlığa bulaşmış biri değil.
Bu yüzden de Ahmet Hakan’ın kendisine yönelik takıntısı artık tenkit hudutlarını aştı.
Hakan’ın Subaşı’na uyguladığı şeyin ismi her yerde “cinsiyetçilik”tir, “mobbing”dir, “kadın karşıtlığı”dır ve asıl olarak “kadına şiddet”tir.
Ahmet Hakan’ın Acun Ilıcalı’ya karşı bir tutumu olabilir.
Bilemem.
Ama Acun’la hesaplaşma yeri Şeyma Subaşı değildir.
Ahmet Hakan bir düşünsün, tavla arkadaşı Aydın Doğan’a karşı bir hesabı olanlar, Aydın Doğan’dan nefret edenler tıpkı şeyi Aydın Doğan’ın eşine ve kızlarına yapsalar hakikat bulur mu?” yazısını kendisine bir hatırlatalım.
Acaba artık gözünüzü açsanız da ülkede olanı biteni mi ele alsanız?
Yer mi pekala? Orası meçhul.