Yaşlanmış (bilgeleşmiş diyemiyorum) ve aydın diye dinlediğimiz birtakım beşerler çıkıp çıkıp, yaşayamadığımız ülkeden kaçıp gitmemiz hakkında atıp tutuyorlar.
Oysaki! Bizim yaşımızda olup, bizim çektiğimiz problemleri çekip, bizim çağımızın kaygılarını gözlemlememiş ve görünen o ki empati kurma yeteneği olmayan, bu yaşlı jenerasyon; ülke mahvolurken neredeydi?
Soruyorum!
Biz; iltica hastalığını, seyrek de olsa öbür bir ülkede ırkçılığa maruz kalmayı, tekrar faşist muhafazakarlar tarafından kimi vakit hor görülmeyi, hiç tanımadığımız bir ortamda, hırsızlığa, dolandırılmaya, şantaja, şiddete maruz kalmayı, hayata sıfırdan başlamayı, yaşlı ve hasta ailesini, doğduğu topraklarda bırakma hamasetini gösterip, yasal haklarımızın sonlu olduğu topraklara neden kaçıyoruz sanki?

Kızıp durmanız gereken şahıslar, en başından beri; bu pek eğitimli ve hayat gücüyle dolu olan, yaşayamadığı için doğduğu toprakları terk etmek zorunda bırakılmış, hayata sırf bir kez geldiğinin idrakında olan ve bu hayatı her gün canı tehlikede ve endişeyle ve aç geçirmek istemeyen, bu aklı başında gençlerden çok, ülkeyi mahvederler olsa idi tüm bunlar yaşanır mıydı?
Asıl kızmanız gereken bu nüfuzlu şahıslar, sizce nitelikli genç insanları esasen ülkeden kaçırıp, öteki gelişmiş ve uygar ülkelere ucuz emekçi olsunlar diye bunları yapmıyor mu?

Türkiye’de kalıp, her an mevt tehlikesiyle ve aç yaşamak yerine; pek sağlıklı ve huzurlu, zorbalardan uzak, kendi kimliğimizi yaşayabileceğimiz, bize dayatılan kimliklerden çok kendimiz olabileceğimiz topraklara kaçmamızın nesi mantıksız?
%80+ genç Türkiye’den kaçmak istiyor!
Neden?
Türkiye neden cahiller, yobazlar, dolandırıcılar, caniler ülkesi haline geldi?
Türkiye bu hale nasıl ve neden geldi?
Türkiye’yi bu hale kim getirdi?
Onlara kızın.
Biz hayatımızı yaşayabilmek istiyoruz.
Biz ölmek istemiyoruz!
Linkler:
https://www.dw.com/tr/kadın-cinayetleri-neden-durdurulamıyor/a-63823278
“Canımızı sıkıntı kurtarıyoruz biz o ‘kutsal’ ailelerden”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “LGBT denilen olay…”
‘TÜİK’in enflasyon bilgileri ile alandaki gerçekler uyuşmuyor’